Türkçede
Cadı, dilimize Farsça'dan gelmiş bir sözcük olup; ilk anlamı "Geceleri dolaşarak insanlara kötülük ettiğine inanılan hortlak"dır (TDK). İkinci anlamı ise, "Kötülük yaparak başkalarına zarar veren kadın" anlamını taşır. Eski dilde güzel gözlü kadın manasına da gelen Cadı; günümüzde 15. yüzyılda Avrupa'daki bakış açısına göre genellikle süpürgesi üzerinde uçarak gezinen, büyücü bir kadını temsil eder. Harry Potter gibi öykülerde de görülebildiği üzere erkekler de cadı olabilmektedir.
Afrika'dan, Avrupa'ya; Hindistan'dan, Orta Doğu'ya; Dünyanın dört bir yanında büyücülerin veyahutta cadıların kültürlerde mevcut olduğunu görebiliriz.
Eğer ki; cadı kelimesini, süpürge ile gezinen, kafasında siyah bir Sombrero'yu andıran şapka ile dolaşan, büyüler yapan insanlar olarak incelemek istersek; bu inanış 15 ila 17'inci yüzyıl arasında Avrupa'da yaşayan kendilerini cadı olarak ilan eden; dul kadınları temsil eder.
Realistik olarak incelemek istersek; dul kadınların 15. ila 17. yüzyıl arasındaki zor yaşam koşulları altında yaşayabilmesi için yaptıkları zoraki bir meslektir. Varolmasının ana sebebi de ekonomikseldir. 18. yüzyılın ortası itibariyle cadıların yerini falcılar almıştır.
19. yüzyılın ortalarında; Edebiyat'ın başlıca karakterleri arasına giren cadı; halen günümüzde popülerliğini korumaktadır.
Halkı sindirmeye çalışan bağnaz krallıklar kelimeyi anlamının aksi yönünde kullanarak , bilimi ve adaleti savunan insanları suçlayıp sindirmek için kullanmış ve sembolleştirmiştir. Bu sembolun halk üzerinde oluşturduğu dini etkiden yararlanılmış ve aykırıların toplumdan ayıklanması için kullanılmıstır. Avrupada binlerce insan cadılık ve benzeri şuçlardan diri diri yakılmıştır .
Galileo gibi aydınlanma çağının bircok bilim adamı ve sanatçısı Engizisyon mahkemelerinde suçlanmış ve görüşlerini inkara zorlanmıştır.
işte bu kadar